Tanıl Küçük, otomotivde şubat ayında yüzde 47,5 olan kapasite kullanımının, mart ayında yüzde 54'e, nisan ayında ise yüzde 58,4'e çıktığını, mobilya sektöründeki artışın da dikkati çekici olduğunu belirterek, benzer tedbirlerin tüm sektörleri kapsayacak şekilde mutlaka devam etmesi gerektiğini söyledi.
Kötü gidişte hız kesmenin başladığını düşündüren başka işaretler de bulunduğunu dile getiren Küçük, Kredi Garanti Fonunda dün gelişme sağlandığını ve Fona, Hazine desteği sağlayan yasa tasarısının TBMM Plan Bütçe Komisyonunda kabul edildiğini, bu acil konuda diğer aşamaların da en kısa sürede tamamlanmasını beklediklerini kaydetti.
Küçük, Merkez Bankası faiz indirimlerinin risk primi yüksekliği gerekçesiyle reel sektörün kredi maliyetlerine yansımadığını, kredilerde hala yüzde 20-25'ler civarında faiz oranları söz konusu olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Mevcut şartlarda, hangi işletme böyle bir faiz yükünün altından kalkabilir? Kredilerini geri ödeyebilir? Bu soruna çare bulunmadığı takdirde reel sektördeki kan kaybı devam edecektir. Bankalarımıza gelince, BDDK'nın verilerine göre, 2009'un ilk üç ayı sonunda bankaların karı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33 oranında artmıştır. Burada bir gerçeğe dikkati çekmek istiyorum; karlılık cephesinden baktığımızda sanayi sektörü bankacılığın epey gerisindedir. Ancak, ekonomiye katkı bakımından durum çok farklıdır; 2008 yılında, cari fiyatlarla, sanayi sektörünün, GSYH içindeki payı yüzde 19,6 iken, mali aracı kuruluşların payı yüzde 3,5'tur. Bu veri, katma değer yönünden, sanayi sektörünün ağırlığını göstermektedir.
2007 yılında 23 bankanın gelirinin, bin büyük sanayi kuruluşunun toplam cirosu içindeki payı yüzde 27,2'dir. Sayısal olarak, bin sanayi kuruluşunun ancak yüzde 2,3'üne karşılık gelen bankaların, gelirlerde, bu derece yüksek oranda bir paya sahip olması dikkat çekicidir. 2008 Fortune Global 500 verilerini temel alarak bir ön çalışma gerçekleştirdik. 2008 yılında, İngiltere'den 20, Almanya'dan ise 24 kuruluş Fortune Global 500 listesine girmiş bulunmaktadır. Almanya'dan Fortune 500'e giren kuruluşların toplam karı içinde, 6 bankanın payı yüzde 7,4 iken, İngiltere'de bu oranın yüzde 43,4 ile daha yüksek olduğunu görmekteyiz."